Osmanlıdan Küçük Hikayeler
Herkese merhaba, bugün sizlere Osmanlı İmparatorluğunda yaşanmış yada hayal ürünü olarak bugünlere kadar gelmiş. Bir kaç hikaye paylaşmak istiyorum. Amacımız tarih ve insanlar olduğu için sıkmadan bunaltmadan başlamak istedim. İyi okumalar :)
Akça Koca
Orhan Gazi otuz üç yaşında beyliğin başına geçti. Tahta çıkar çıkmaz,baba dostlarını davet etti.
Onlarla dertleşecek,nasihat ve dualarını alacaktı.Hepsi bir araya geldiler sohbet ediyorlardı. Osman Gazi'nin ruhu mutlaka onlarla beraberdi. Padişah en yaşlısına sordu:
"Akça Kocam.Seni epeydir göremeyiz,nerelerdesin?"
"Ferman buyur,Orhan'ım."
"Babam dostlarına ferman işler mi Koca Ağam? İrşat ve nasihat dileriz. Bilirsin ya, bizler de atalarımız gibi derviş gazileriz."
"Cümlermizin Sultanısın beyim...Sen hemen emreyle..."
"Bazı küffar beldelerini ıslah dileriz.Fikriniz nedir?"
"Karar senindir ve yerindedir Beyim"
"İzmit tekfuresi Prenses Balakonya ile aranız iyi imiş derler!"
"Öyledir beyim."
Orhan Gazi gülümser,
"Samandra tekfurunu esir ettikten sonra,hakikaten bu prensese sattınız mı?"
"Bir şeyler oldu Beyim."
"Bari yüklüce bir bedel alabildiniz mi?"
"Ne gezer Beyim! Bu kefereler,bizi dünya pazarlığında hep aldatır."
"Aldatan olacağımıza aldanan olalım."
"Doğru dersin Beyim.Zaten bizim hesabımız, gayrı öbür dünya iledir. Hemen Cenab-ı Hak size kuvvet,bizlere de ahiret için hayırlı yolculuk nasip ede."
"Acele etme Akça Ağam. Daha görülecek işlerimiz durur. Sen bu milletin direği,babamız ve dedemiz cennet mekanların has dostusun.Bizden istediğin her ne olursa! Can baş üstüne."
"Hak canını esirgesin.Destur verirsen şu tekfuresi belli İzmit taraflarına sefer dileriz!"
"Destur senindir Koca Ağam."
Orhan Gazi Konur Alp'a döndü:
"Sen ne dersin atam yoldaşı."
"Çok münasiptir Beyim. Bizi de Koca karındaşımdan fazla ayırmazsın inşallah, Gerede taraflarını da bize bağışla."
"Sizler gibi çalışana helal olsun"
"Hizmetlerimiz ve dualarımız sizler için Beyim.
Akbaş Mahmut daha da istekli olarak:
"Bize de Yalova'yı vermez misin Gazi Beyim?
"Verdim gitti."
Akça Koca izin istedi,söz aldı:
"Bilirsin Beyim. Bizler at sırtından inmedik. Güzel Allah'ımız izin verdikçe de inmeyiz. Hak kelamını yüceltmek için,kafire kılıç sallarız. Müminlere yenu yurt açarız."
"Doğru dersin Koca Ağam."
"Lakin fetih diyarları kılıç ile ayakta tutulmaz."
"Belli...Belli..."
"Bizler kılıç kanununu iyi biliriz lakin adaletin inceliklerini az biliriz."
"Evet. Adalet mülkün direğidir."
"Alaaddin Paşa'dan bahsederimsultanım. İlmi,hepimizden fazladır."
"Haklısın Akça Koca Ağam. Sen hemen şu İzmit derdini halletmeye çalış. Alaaddin Paşamı da ötesini de , ondan sonra düşünürüz."
Orhan Gazi'yi dizleri üstüne çökerek selamladırlar.
Orhan Gazi'yi dizleri üstüne çökerek selamladırlar.
Helalleştiler ve görev yerlerine, rüzgar gibi uçarak yol aldılar.
"Akça Kocamız sizlere ömür Beyim."
"Haberci sen ne dersin?"
Orhan Gazi beyninden vurulmuşa döner. Haberci ağlıyordu:
"Ayaklarım kırılsaydı da, size bu haberi getirmeseydin. Ama üzerimde emanet var."
"Hemen söyle"
"İzmit'i biz fethedemedik. Cenab-ı Hak, Orhan Gazi Beyimize nasip etsin. Şayet bu kale alınırsa, cümle haklarımız kendisine helal olur" deyip ruhunu teslim etti."
Orhan Gazi o günden sonra sefer hazırlıklarını başlatır.
Hazırlıklar tamamlanıp yola revan olunur.
Yarı yolda, Konur Alp'in de vefat haberi gelmez mi ? Koca Gazi ikinci defa sarsılır. Yaralı bir kartal gibi acele ediyordur. Cennete gider gibi savaşa gidiyordu.İzmit'in kadın tekfuresi Balakonya, Bizans İmparatorunun akrabasıdır. Bu sebeple Konstantinapol ile her türlü silah ve asker yardımı alıyordu. Kılayon isimli erkek kardeşi de, yakınlarındaki Koyun Hisar Kalesi'nin tekfuru idi. Çok gururlu ve şımarıktı.
Fırsat buldukça Kayı obalarına saldırıyor koyun ve keçi sürülerini çalıyordu.
Orhan Gazi nihayet askeri ile İzmit kalesini sardılar. İçerden dışarı dışarıdan içeri gelip giden olamıyor. Kuş dahi kaleden uçamıyordu. Lakin Orhan Gazi çok üzgün ve çok kızgındı. Buna rağmen İslam-Türk civanmertliğini göstermiş Tekfure'ye haber göndermiş.
"Boş yere kan dökülmesin. Gönül hoşluğu ile kaleyi teslim edin. İsteyenler, serbestçe dilediği yere gidebilirler. Kalanlara ise İslam adaleti yetişir. Savaşmayı seçerseniz gari olacakları Yüce Allah bilir.
Kibirli Tekfure bu teklife küstahça cevap verir.
"Bizans İmparatoru akrabamız olur. Yakında yetişeceğini bildirdi.Kaçın ve canınızı kurtarın."
Orhan Gazi bu cevaba güler,
Aykut Alp , Kara Ali adlı gazileri, bir miktar süvari ile Koyun Hisar Kalesi'ne gönderir olur ya Kılayon ablasına yardıma gelirse askeri meşgul edebilirdi.
Aykut Alp ve arkadaşları Koyun Hisar Kalesine varınca birde ne görsün. Kılayon denen kafir zırhını silahını kuşanmış yanında şövalye ve subaylar.Kendilerini görünce, ellerini kollarını sallamaya başladılar ve bağıra çağıra birşeyler anlatmaya başladılar. Kara Ali dillerini bilirdi.
"Gelin gelin. Ölümünüze geldiniz! Sizden sonra o bey bozuntusu Orhan'ı da geberteceğim."Duyduklarını Aykut Alp'e tercüme etti. İkisi de kıs kıs güldüler.
"Ya Allah. Bismillah" deyip oklarını fırlattılar.
Her tarafı zıhla kaplı olan tekfurun.Kara Alinin oku tekfurun sol gözüne saplandı. Şımarık tekfur aldığı yara ile kaleden aşağı düştü. Askerler onu hemen Aykut Alp'in önüne getirdi.
"Kesin kellesini."
Buyruk yerine getirildi."Kara Ali,çabuk kelleyi Orhan Beyimize yetiştir. Ola ki bir diyeceği vardır. Biz de şu kaleyi teslim alalım."
Orhan Gazi kesilmiş kelleyi bir mızrak ile kalenin önüne diktirdi.
Balakonya kardeşinin kesik başını görüp korkudan dehşete düştü ve hemen elçileri gönderip barış isteğinde bulunda.
"Acaba Sultanımız Orhan Gazi, eski sözlerinde dururlar, bize merhamet gösterip kaleden gitmemize izin verirler mi ? Karşılığında ne emrederse ödemeye hazırım" diye aman diler.
Müslaman Türklerde "aman" diyen düşmana kılıç kalkmazdı. Yine öyle oldu.
Orhan Gazive silah arkadaşlarışan ve şerefle İzmit'e girdiler. Büyük kilisedeki putları kırdılar ve hep birlikte namaz kıldılar. Allaha şükrettiler.
"Gazanız mübarek olsun Han Kardaşım."
Berhudar ol Alaaddin Paşa Kardaşım. Seni buralara kadar yormamızın sebebi;din ve devlete hizmet için gün,bu gündür.
"Emir buyur Hanım."
"Ağbeyim ve alim bir büyüğüm olarak , Fetih yurtlarında adalet ve güzel idare şarttır. İçimizde bu işleri, senden iyi başaracak kimse bulunmaz. Gayri bizim vezirimiz olmanı dileriz."
"Ferman senindir sultanım. Allah yolunda cihat ettikçe cümlemiz senin emrindeyiz."
Orhan Gazi ferahldı. gözleri uzaklara daldı.
Sabır göstererek okuduğunuz için teşekkürler. Yeni hikayeler ile devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder